>Cumhurbaşkanlığı Seçiminde İki Yıl Önceki Deneyimler ve Güncel Durum
Cumhurbaşkanlığı Seçiminde İki Yıl Önceki Deneyimler ve Güncel Durum
12.03.2025 04:56
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yaşanan olaylar ve güncel durum üzerine bir değerlendirme. İki yıl önceki deneyimler ışığında, siyasi atmosferin nasıl şekillendiği ele alınıyor.

Cumhurbaşkanlığı Seçiminde İki Yıl Önceki Deneyimler ve Güncel Durum

11 Mart 2023'te, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine günler kala, SÖZCÜ gazetesinden ve SÖZCÜ Televizyonu'ndan istifa ettim. Bu kararım, CHP yönetiminin Kılıçdaroğlu'nu aday olarak dayatması üzerine gelişti. İki yıl önce, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun açık farkla kazanacağına dair kamuoyu araştırmaları mevcuttu. Ancak, CHP yönetimi bu durumu göz ardı etti ve Kılıçdaroğlu'nu aday gösterme konusunda ısrar etti. Bu süreçte, bağımsız ve güvenilir kamuoyu araştırma şirketlerinin verileri bile göz ardı edildi.

Bu dönemde, iktidar yanlısı medya ve CHP'li bazı gazeteciler, Kılıçdaroğlu'nun kazanacağına dair yanıltıcı bilgiler yaymaya başladılar. Bu durum, muhalefet içinde ciddi bir tartışma yarattı. Ben de bu dayatmaya karşı çıkarak, Kılıçdaroğlu'nun adaylığı halinde Erdoğan'ın kazanacağını belirttim. Bu açıklamam, büyük bir linç kampanyasına neden oldu.

Linç Kampanyası ve İstifa Süreci

42 yıllık meslek hayatımda, iktidar medyasının linç kampanyalarına alışkın olmama rağmen, bu seferki durum farklıydı. CHP yönetiminden bazı milletvekilleri ve muhalif medya, bana yönelik bir karalama kampanyası başlattı. Bu süreçte, gizli AKP'li olduğum ve Alevi düşmanı olduğum gibi haksız suçlamalarla karşılaştım. Bu durum, benim için oldukça zorlayıcıydı.

Sonuç olarak, sosyal medyada SÖZCÜ gazetesini boykot etme kampanyaları başlatıldı. Bu durum, benim için bardağı taşıran damla oldu ve istifa ettim. İtiraz etmeye devam etsem, SÖZCÜ gazetesinin ve SÖZCÜ Televizyonu'nun zarar göreceğini düşündüm. Bu nedenle, kariyerimi ortaya koyarak doğru bildiğimi savunmaya devam ettim.

İki Yıl Sonra Yeniden Başlamak

11 Mart 2025'te, Cumhurbaşkanlığı seçiminde yine Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun kazanacağına dair anketler mevcut. Ancak, CHP içinde ve muhalif medya içinde, iki yıl önceki benzer faaliyetler devam ediyor. Bu durum, geçmişte yaşananların tekrar edebileceği endişesini doğuruyor.

Burak Akbay'ın isteğiyle ve değerli dostum Nedim Türkmen'in hatırasıyla yeniden başlıyorum. Haftada üç gün yazacağım ve SÖZCÜ ekranında program yapacağım. Bu süreçte, kalemin namusunu savunarak doğru bildiklerimi anlatmaya devam edeceğim. Umarım bu sefer, anlatmayı başaramadıklarımı hayat anlatmaz.

Barış Treni ve İstasyonlar

Türkiye'nin siyasi atmosferinde önemli bir yer tutan 'barış treni' kavramı, geçmişteki olaylarla bağlantılı olarak ele alınmalıdır. İlk istasyon Ankara'dır. 2006 yılında, bölücü örgüt yöneticileri Ankara'ya gelerek, milli istihbarat teşkilatı ile görüşmeler gerçekleştirmiştir. Bu durum, Türkiye'nin siyasi geleceği açısından önemli bir dönüm noktasıdır.

İkinci istasyon Brüksel'dir. Türkiye Cumhuriyeti tarafından kırmızı bültenle aranan bir gazeteci, MİT ile bölücü örgütün Brüksel'de buluştuğunu iddia etmiştir. Bu bilgi, Ankara tarafından yalanlanmamıştır. Üçüncü istasyon Oslo'dur. Burada, resmi pazarlık masasına oturulmuş ve İmralı ile Kandil arasında kuryeler gidip gelmiştir.

Sonuç ve Gelecek Beklentileri

Bugün, geçmişte yaşananların ışığında geleceğe dair endişeler devam etmektedir. İmralı tutanakları, Türkiye'nin geleceği hakkında önemli ipuçları vermektedir. Anayasa değişiklikleri ve yeni düzenlemeler, siyasi atmosferin şekillenmesinde etkili olacaktır.

Sonuç olarak, Türkiye'nin siyasi geleceği, geçmişte yaşanan olaylarla şekillenmeye devam edecektir. Bu süreçte, toplumun bilinçlenmesi ve doğru bilgilendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Gelecek seçimlerde, geçmişteki hatalardan ders alınarak hareket edilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Bize Ulaşın